9 Ocak 2021 Yazarı Editör 299

Korona zirve yaptırdı: Organik aldatmacası

“Organik adı altında satılan her ürün organik olmayabilir.” Dr. Kaya şöyle devam ediyor: “Tüketicinin hangi besinin organik, hangisinin organik olmadığını ‘şöyle bir bakarak’ ayırt etmesi mümkün değil. Organik pazarlardan alınsa dahi o besin organik olmayabilir.

Organik tarım çok aşamalı ve masraflı olduğu için bugün birçok üretici yapmaktan kaçınır durumda. Tarlaya 7 sene bir şey ekmeyeceksiniz, ilaç atmayacaksınız, tarım yaptığınız arazinin hemen yanındaki arazinin de organik olması gibi birçok standardı var bu işin.

Ancak tüm bu koşulları sağlayanlar ‘organik sertifikası’ alabiliyor.

Bu sertifikaya sahip olan her ürün rahatlıkla satın alınabilir. Onun haricinde pazardan ya da internetten alınan hiçbir ürünün gerçekten organik olup olmadığını bilemeyiz. Onun yerine doğal ürünlere yönelmek, her sebze meyveyi zamanında tüketmek daha faydalıdır. Örneğin domatesi kışın değil de yazın yiyeceksiniz.”

ORGANİK NEYE DENİR

ÜRETİMİNDE kimyasal gübre, kimyasal ilaç kullanılmayan, hormonsuz, özel alanlarda, organik tarım tekniği ile sentetik kimyasal tarım ilaçlarından uzak,
mineral gübreler kullanılmadan yapılan üretime
organik üretim denilir.

Otoyolların kenarında ya da sanayi tesislerinin yakınında otlayan ineklerin sütünden, yağından üretilen peynir ya da buradaki tarlalarda yetiştirilen yiyecekler organik değildir.

Sanayi tesislerinin kirlettiği sularla sulanan tarlalar, otlaklar organik tarım için kesinlikle uygun değildir.

Organik tarımın olmazsa olmazı her şeyden önce temiz bir çevredir.

Organik süt üretimi ancak açık havada gezen hayvanların organik beslenmesi sonucunda üretilebilir. Bu hayvanların yetiştirilme sürecinde büyüme hormonu ve antibiyotikler kullanılmamalıdır. Ne yazık ki gerek tavuklar gerekse büyükbaş hayvanların yetiştirilmesi sırasında hormon ve
antibiyotiklere çok sık başvurulmaktadır.

Kaynak: Fulya Soybaş